Navia Psikoloji
#Dayanıklılık #Ebeveynlik #İlişki #Nesne İlişkileri #Psikanaliz #Psikoterapi #Sınırlar
DUYGULARIN EŞLİĞİNDE SINIR KOYMAK: Dayanıklılık ve İlişkisel Bir Yaklaşım

Sınır koymak çoğu zaman “hayır” demek, bir davranışı durdurmak ya da mesafe koymak olarak görülür.
Oysa bundan çok daha fazlasıdır. Sınır, yalnızca bir kural koymak değil; ilişkiye güvenli bir çerçeve sunmak, güveni korumak ve zor duygulara eşlik edebilmektir.


Dayanıklılık (resilience) dediğimiz şey de tam burada devreye girer. Bir insan, zor duygularla baş edebilmeyi ancak bu duygular karşısında yanında duran, ona eşlik eden ve yükünü paylaşan biri olduğunda öğrenir.


Sınır Koymak Sadece “Hayır” Demek Değildir


“Kaç kere söyledim, hâlâ anlamıyor” cümlesi, ilişkilerde sık duyduğumuz bir serzeniştir.
Çoğu zaman bunun sebebi, sınırın yalnızca davranışa yönelik konulması, duygusal bağlamının eksik kalmasıdır.


Bir sınır, ancak ilişki içinde ve karşı tarafın duygusuna temas edilerek konulduğunda etkili olur.
Yetişkin ilişkilerinde de bu böyledir: yalnızca “bunu istemiyorum” demek yetmez; neden istemediğimizi ifade etmek ve o esnada hisleri de gözetmek gerekir.


Dayanıklılık Bastırmakla Değil, Taşımakla Gelişir


Güçlü ve esnek bir ruhsal yapıya sahip olmak, zor duygularla baş başa bırakılarak gelişmez.
Birine “Geçer” deyip kenara çekilmek yerine, “Sana eşlik ediyorum, bu duyguyla birlikteyim” diyebilmek gerekir.


İlişkilerde bu tutum, karşımızdakine hem sınırın güvenini hem de duygusal destek hissini aynı anda verir.
Dayanıklılık, işte bu güvenli bağ ve duygusal eşlik kombinasyonuyla filizlenir.


Pozitif ve İlişkisel Sınırlar


Pozitif sınırlar, karşımızdakini cezalandırmak için değil; ilişkiyi korumak ve güveni sürdürmek için vardır.
Bu yaklaşımda “hayır” derken bile bağ korunur, sınırın nedeni açıkça ifade edilir, duygulara alan tanınır.


Örneğin:

* “Bana böyle konuşamazsın” demek tek başına yeterli olmayabilir.

* Onun yerine: “Söylediklerin beni incitiyor. Böyle hissettiğimde konuşmaya devam edemem” demek hem sınır çizer hem de duyguya yer açar.


Yetişkin İlişkilerinde Dayanıklılık


Romantik ilişkilerde, dostluklarda ya da iş hayatında; sınırlar koparıcı değil, koruyucu olduğunda güven artar.
Güvenli ilişkilerde insanlar hem yakınlık kurabilir hem de gerektiğinde mesafe alabilir.


Dayanıklılık, yalnızca kendi başımıza güçlü durmakla değil; zor duyguları başkalarıyla taşıyabilmekle güçlenir.
Birinin “buradayım”  diyen varlığı, tek başına kalma zorunluluğundan çok daha iyileştiricidir.


Kendi Duygularımızla Temas Etmek


Sınır koymak yalnızca karşımızdakini değil, kendi duygusal süreçlerimizi de ilgilendirir.
Birinin öfkesi karşısında ne hissettiğimiz, yakınlık isteğine nasıl yanıt verdiğimiz, mesafeden neden rahatsız olduğumuz; tüm bunlar kendi geçmişimizle ilgilidir.


Kendi duygularımızı tanıdığımızda, başkalarının duygularına da daha net alan açabiliriz.
Bu da hem kişisel hem ilişkisel dayanıklılığın temelidir.


Sonuç: Bağ ve Sınır Yan Yana Yürür


Sınır koymak, ilişkide güveni, saygıyı ve duygusal bağı korumanın bir yoludur.
Duygulara eşlik eden, ilişkiyi koparmayan, güvenli bir çerçeve sunan sınırlar; hem ilişkiyi besler hem de dayanıklılığı güçlendirir.


Çünkü dayanıklılık, yalnızca güçlü durabilmek değil;
zor duyguları birlikte taşıyabilmektir.

Navia Psikoloji
#Çerçeve #Psikoterapi
Psikoterapi Hakkında

Psikoterapi nedir?

Psikoterapi konuşmaya dayalı bir terapi yöntemidir. Konuşma terapisinde kişinin ruhsal süreçleri terapist ve danışan ikilisinin işbirliğinde incelenir; psikolojik zorlanma ve şikayetleri ele alınır; kişi hayatında keşfetmek, değiştirmek istediklerine dayalı bir çözümleme sürecinin içine girer. Terapi, çerçeve olarak adlandırılan belirli bir yapı içerisinde gerçekleşir. Buna terapinin nasıl bir yöntemle ilerleyeceği, ne kadar sıklıkta görüşüleceği, terapinin ne kadar süreceği gibi detaylar dahildir. Çerçevenin yapısı terapistin çalışma şekline göre değişiklik gösterebilir; ancak her terapist uyması gereken değişmez etik kurallara tabiidir.


Terapiye kimler gelir?

Terapiye başlamanın pek çok sebebi olabilir. Kişinin yaşadığı ruhsal zorluklar bu sebeplerden bir tanesidir. Bunun dışında kişinin kendini daha yakından tanıma isteği, yaşadığı ilişkisel zorluklar, hayatında tekrar eden ve rahatsızlık veren örüntüleri fark etmesi, geçmiş deneyimler üzerine çalışma niyeti, hayatını istediği yönde değiştirme arzusu gibi pek çok sebep terapiye başlamak için önemlidir. Psikoterapi farklı yaş gruplarına, bireysel ve grup terapi şeklinde uygulanabilir. Çocuk ve ergenler, yetişkinler, çiftler yukarıda bahsedilen çeşitli sebeplerle terapiye başvurabilirler. Navia Psikoloji olarak merkezimizde ergen ve yetişkin bireylere psikoterapi hizmeti verilir. Bununla birlikte, grup terapi çalışmaları yapılır.


Terapiden ne beklemeliyim & Terapide beni ne bekler?

Psikoterapi kişiye özel, biricik bir süreçtir. Bu nedenle terapiden beklenenlerin de kişiye özgü olması kaçınılmazdır. Süreçten beklenenler hakkında seanslarda konuşulması ve beklentilerin anlaşılması önemli bir gündem maddesidir. Her ne kadar beklentiler kişiye özgü olsa da, terapide sıklıkla rastlanan beklentilerden bazıları;


  • Güvenli ve yargısız bir alan bulmak,
  • Kendini ve yaşantını daha iyi tanımak,
  • Duygularını anlamak ve daha iyi düzenlemeyi öğrenmek,
  • Geçmişin bugünkü yaşamına etkisini keşfetmek,
  • Sağlıklı bağlar kurmayı desteklemek,
  • Alternatif bakış açıları ve çözüm yolları kazanmak


olarak sıralanabilir.


Terapinin belirli bir ritimde gerçekleştirilmesi önemlidir. Navia Psikoloji’de seansları düzenli aralıklarla, uzun dönemli ve ucu açık olarak gerçekleştiririz. Seanslarda danışanların zihninden geçenleri olabildiğince serbest bir şekilde terapistleriyle paylaşmaları beklenir.


Terapist ve danışanın yapacağı ilk değerlendirme seansı tüm bunların konuşulacağı seanstır. Bazı durumlarda bu değerlendirme birden fazla seans sürebilir. Değerlendirme seanslarında danışan beklentilerinden bahseder, terapist çalışma şeklini açıklar. Bunun neticesinde, terapist ve danışan birlikte çalışmaya karar verdiğinde süreç başlar.


Psikoterapi nasıl çalışır?

- Uygulama

Psikoterapinin merkezinde danışan ile terapist arasında güvene dayalı ilişki bulunur. Terapist, yargılamadan dinleyen, güvenli bir alan sunan ve sürece rehberlik eden bir roldedir. Terapide birey düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını daha yakından inceleyerek kendine dair içgörü kazanmaya başlar. Çoğu zaman, kişinin bilinçli olarak farkında olmadığı süreçler ve geçmiş deneyimlerin bugünkü yaşantıya etkileri fark edilir.


Psikoterapide kullanılan yöntemler terapi türüne göre değişir. Bazı yaklaşımlar konuşmaya, bazıları bedensel farkındalığa, bazıları ise yaratıcı süreçlere (sanat, oyun, hayal gücü vb.) odaklanır. Kişinin ihtiyaçları ve beklentilerine göre çalışma bireysel terapi, grup terapi, çift ve aile terapisi gibi çeşitli şekillerde gerçekleşebilir.


- Sıklık

Psikoterapinin süresi, sıklığı ve zamanlaması; bireyin ihtiyaçlarına, kullanılan terapi yaklaşımına ve hedeflerine göre değişir. Ancak, Navia Psikoloji olarak anlamlı bir süreç için görüşmelerin düzenli olmasını ve haftada en az bir seans yapılmasını öneririz. Daha derinlemesine bir çalışma için haftada birden fazla seans da yapılabilir.


- Süre

Seans süresi terapistin çalışma şekline, birey ve gruplarla çalışmak gibi birçok faktöre göre değişkenlik gösterebilir. Seansların haftanın hangi gün ve saatinde yapılacağı terapist ve danışanın uygun zamanlarına göre ortaklaşa belirlenir. Seanslar zamanında başlar ve zamanında biter. Geç gelinmesi durumunda, seans önceden belirlenmiş bitiş saatinde sonlanır.


Terapi uygulamaları, ekoller neye göre değişir?

Psikoterapinin insan ruh sağlığı üzerindeki faydalarının keşfedilmesinden bu yana yıllar içerisinde çeşitli yöntemler (ekoller) doğmuştur. Bu yöntemler iyileşme sürecinin nasıl gerçekleşeceği açısından temelde amaç, yöntem, terapinin sıklığı, süresi gibi çeşitli açılardan farklılıklar gösterebilir. Navia Psikoloji’de her terapist uzmanlaştığı ekol ve çerçeve içerisinde çalışmalarını sürdürür.


Zamanımızda en yaygın kullanılan başlıca ekoller Psikanalitik / Psikodinamik Psikoterapi, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Varoluşçu Psikoterapi, Somatik Deneyimleme, EMDR, Şema Terapi vs. olarak sıralanabilir. Kimi ekoller derinlemesine çalışmayı içeren, açık uçlu süreli ve bilinçdışı gibi dinamikleri barındırırken; kimileri ise semptom ve şikayet odaklı, kısa dönemli terapilerdir. Navia Psikoloji’de biz derinlemesine çalışmayı içeren, uzun dönemli ve açık uçlu bir çalışma şeklini benimsemekteyiz.


Terapide mahremiyet ve gizlilik nedir?

Terapide mahremiyet, danışan ile terapist arasındaki görüşmelerin gizli tutulmasını ve danışanın paylaştığı bilgilerin korunmasını ifade eder. Bu, terapötik ilişkinin temel taşlarından biridir ve terapinin çalışması için gerekli olan en kritik kavramlardan biri olan güvenin oluşmasına katkıda bulunur. Çalışmanın gizliliğini korumak terapistin tabii olduğu en önemli etik kurallardan birisidir.


Psikoterapi ne kadar sürer & Ne zaman sonlanır?

Terapinin ne kadar süreceği birçok etkene bağlıdır. Bunlardan birisi, terapistin çalışma çerçevesi ve şeklidir Bazı çalışmalar kısa dönemli, semptom odaklı ve yapılandırılmıştır. Bazıları ise, uzun dönemli, derinlemesine çalışan ve ucu açık süreçlerdir. Bir diğer etken ise, danışanın terapiye devam etme arzusudur. Süreç ancak danışan kendi ile çalışmaya istekli olduğu müddetçe devam edebilir.


Terapinin ne zaman sonlanacağına dair genel bir bilgi vermek mümkün değildir. Her terapi süreci biricik olduğu gibi her terapinin sonlanışı da biriciktir. Bu, sürecin dinamiklerine bağlı olarak her danışan için değişkenlik gösterir. Çalışmanın sonuna gelindiğinde terapist ve danışan ortaklaşa bir bitişe karar verirler. Burada önemli olan nokta, bitişin de sürecin diğer parçaları gibi terapist ve danışan ikilisi tarafından birlikte ele alınarak değerlendirilmesidir. Sonun konuşulabilir olması çalışmanın bütünü için kritiktir. Bunlara ek olarak, danışan terapiyi sonlandırmak istediği noktada bunu yapabilir. Şayet danışan süreci bitirmek isterse, terapisti ile bunu paylaşarak bir veda süreci planlanır.

Güncel yazılardan haberdar olmak için bültenimize abone olun
Kategoriler